--------alıntı-----
Ayrıca onun, dünyadan, hayal ya da gerçek bütün yaratıklardan, kısacası her şeyden korkmasını, diğer insanlardan çok daha güçsüz olduğunu hissetmesi için de gerekeni yapmaya kararlıydı. Böylece kendisini düşmanlarla dolu bir ummanda gören çocuk, zihninde döl tutan o canavara, o dev yılana sarılacak, onu bir kurtarıcı olarak görecekti. Güçsüz, sakat ve şahsiyetsiz olduğuna bir kez daha inandığı için, bu iktidar kaynağından vazgeçemeyecek, onu büyütüp geliştirecek ve nihayet canavarı gerçekleştirecekti.
--------alıntı----
Kendimizi dış dünyadan soyutlayıp, insanlara değer vermekten korkmamızın, benliğimize içimize dönük yaşamamızın en önemli sebebi kendimizi tehlikelerden korumaktır. Duvarlarımız oluşuyor her kötü deneyimde. ve aslında hırslarımız, kibrimiz doğuyor zamanla içimizde ve kibrimiz yönetmeye başlıyor davranışlarımızı. Farkına varmadan aslında bu daha da zarar veriyor bize.
Ayrıca kitapta o kadar sayısal verilerden, realist yaklaşımlardan sonra aslında bunu çürütmek için kullanmış olması çok zekice. Tüm kitap boyu belki zevk alıyoruz, belki gereksiz aşırı buluyoruz ama, Anar'a göre realistler gerçeği ve dünyayı kopya ediyorlar, ama masalcılar, aslında gerçekleşmiş bir hayal olan dünyayı örnek alıp, onu ve üslubunu taklit ederek yeni hayaller yaratıyorlar. Hiyelkarlıktan çok hayalkarlığın tarafındadır. Bunu da aslında padişahın giyim, kuşam ve davranışlarını kopya eden paşalardan çok, onları taklit eden meddahların daha sevimli ve gerçeğe yakın olduğunu belirterek örneklendiriyor. Realistlere karşı aşırı bulduğum eleştiri daha da devam ediyor ama bu aslında Anar'ın tavrını kitapları ele alma biçimini açıkça dile getiriyor. sevmiyor muyuz, tabi ki seviyoruz.